sao

‘Hareket ve İşaret’, fikirlerini lirik soyutlamanın resimsel yönünden alan bir dizi uluslararası sanatçının son dönem işlerini bir araya getiriyor. Resim yapma ediminin kendisine vurgu yapan lirik ya da hareketsel soyutlama, sanatçının tesadüf, sezgi ve şartlar ile etkileşimi tarafından şekillenen tekniklerle tanımlanır. Bu sergide yer alan çeşitli durumlar ve itkiler tarafından tetiklenerek gerçekleştirilmiş resimler ve kağıt üzerine yapılmış işler ortak amaç olarak harekete, işarete ve malzemeye öncelik verme kararını paylaşırlar.

Mark Bradford, Julie Mehretu, Sterling Ruby ve Daniel Senise gibi sanatçılar soyutlamayı giderek daha dolaylı bir hal alan dünyayı gözlemleme, müzakere etme veya yapıbozumuna uğratmak için kullanırlar. Büyük ölçekli, çok parçalı işinde Mark Bradford Los Angeles’teki atölyesinin yakınlarında bulduğu malzemeleri (bu defa bu ‘Kayıp Düşen” kişilerin açmak istedikleri davalarda avukatlıklarını üstlenen bir savcının telefon numarasını içeren ticari bir posterdir) destansı, yoğun ve görsel olarak karmaşık bir kompozisyonun temel taşı olarak kullanır. Sterling Ruby’nin sprey boya ile boyanmış sanrısal tuvalleri de ilham kaynağı olarak kendi mahallesindeki çete grafitisinin iktidar mücadelesi ile ilişkili etiketleme, tahrifat ve bölge hakimiyetini ele geçirme hareketlerini kullanır. Julie Mehretu’nun dinamik, katmanlı kompozisyonları sezgisel hareketler, mimari enformasyon ve görsel işaret levhalarını zaman, mekân ve sanat tarihi içerisinde bir girdap oluşturmak için kullanırken, Daniel Senise’nin soyut kompozisyonları da belli bir tarihsellik barındıran, bir geçmişin izlerini taşıyan malzemeleri bir araya getirir ve bunlar daha sonra geçmişi silen monokrom saf bir beyaz boya ile kaplanır.

Sergej Jensen, David Ostrowski ve Jacob Kassay’ın resimlerinde rastlantı, başarısızlık ve simya önemli bir rol oynar. Sergej Jensen tesadüfi ve gelişigüzel olana odaklanan minimalist resimler yaratmak için çuval bezi, keten ve yün kullanır. David Ostrowski’nin üretimi de benzer bir şekilde tesadüf ve hata fikirlerini kucaklayarak ‘Fehlermalerei’ (‘hata resimleri’) adını verdiği eserlerinde bir dizi ‘kusurlu’ hareket yaratır. Jacob Kassay’ın gümüş kaplama resimleri tuvalin yüzeyinin beyaz akrilik boya ile boyanması ardından kimyasal bir sürece tabi tutularak bu monokrom yüzeylerin parıltılarla farklılaşan yüzeylere dönüştürülmesini içerir.

Damien Hirst’ün tuval yüzeyine boyanın damlatılması, sürtülmesi veya fırlatılması gibi tekniklere önem yükleyen döndürme resimlerinin taşıdığı ihtimaller de hareketsel soyutlamanın temeline işaret eder. Resmin enerjik yaratılış süreci sanatçının kontrolü tarafından yönetilir ve hareketin dolaysızlığı yakalanarak bir anın içine hapsedilir. Kristin Baker’ın daha önceleri ‘distopik Renk Alanı resimleri’ olarak nitelendirilen çalışmalarında, kontürler daha kasıtlı olarak bantlanmış dış hatlar ve geniş bantlar halinde boyanmış canlı renklerden oluşur ve daha sonra bunların üzerine hareketsel pasajlar ve izler içten gelen bir şekilde kendiliğinden eklenir.

‘Hareket ve İşaret’ sergisinin küratörlüğünü White Cube Sanat Yönetmeni Susan May üstleniyor.

 

Share on linkedin
Share on whatsapp
Share on facebook
Share on twitter
Share on pinterest